Kabil
Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Olabilir, mümkün
Cümle 1: Ben onu bir göreyim, dedi, kabil mi? - P. Safaimkânsız, imkânı yok
Cümle 1: Şu sırta kadar çıkmazsak kabil değil, faciayı tamamıyla göremezsiniz, diyor. - F. R. Atay
Türkçe - İngilizce
kabil teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- Cain. The first son of Adam and Eve that murdered his brother Abel
- Kabul
Örnek Cümle:
Kabul is Afghanistan's capital city.
-Kabil Afganistan'ın başkentidir.
Örnek Cümle:
Kabul is the capital of Afghanistan.
-Afganistan'ın başkenti Kabil'dir.
- possible, practicable olanaklı, olabilir
- sort
- peoples
- kind
- Cain
Örnek Cümle:
Abel was killed by Cain.
-Habil, Kabil tarafından öldürüldü.
- kabil değil
- impossible, out of the question: Kabil değil, randevu alamadım - My getting an appointment was out of the question
- kabil değil
- (it's) impossible
- devri kabil olmayan
- (Kanun) non-negotiable">(Kanun) non-negotiable
- devri kabil olmayan poliçe
- (Ticaret) nonnegotiable draft
- temyizi kabil hüküm
- (Kanun) judgment which can be appealed
İlgili Terimler
Türkçe - Türkçe
kabil teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- İlk insan Hz. Adem ve Havva'nin, kardeşi Habil'i öldüren ve tarihteki ilk cinayeti işleyen ilk çocuğu
- Türlü, gibi, benzer
- gibi, türlü, benzer (Osmanlı Dönemi)
- Olabilir, mümkün
- Olabilir, mümkün: "Ben onu bir göreyim, dedi, kabil mi?"- P. Safa
- Tür, cins
- Afganistan'ın akarsuları
- mümkün, muhtemel, kabul eden (Osmanlı Dönemi)
- KABİL
- (Osmanlı Dönemi) Birbirine muhalif kavimden üç beş kişi
- KABİL
- (Osmanlı Dönemi) Kefil
- KABİL
- (Osmanlı Dönemi) Sınıf, nevi, soy
- KABİL
- (Osmanlı Dönemi) Gibi, türlü, biraz evvel, az önce. Aşikâr. İleri gelen. Kabul eden
- KABİL
- (Hukuk) Soy, nevi, çeşit, tür
- BU KABİL
- (Hukuk) Bu gibi; bu tür; bu çeşit
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.